Virüsle savaşmanın en etkili yolu, ondan korunmaktır.
1 ARALIK DÜNYA AIDS GÜNÜ
Dünya Sağlık Örgütü tarafından HIV/AIDS farkındalığını
artırmak için 1988 yılında 1 Aralık Dünya AIDS Günü olarak kabul edilmiştir. İlk
çıkışı 1960’lı yıllara ve ilk tanısı da 1980’li yılların başına dayanan HIV
enfeksiyonu, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi bir halk sağlığı ve
toplumsal sorundur.
HIV hayatın içinde; bilmek, korunmak, tedavi olmak ve
bulaştırmamak elimizde.
HIV nedir?
HIV
(Human Immmunodeficiency Virus), Türkçe’de İnsan Bağışıklık Yetmezliği
Virüsü olarak adlandırılan bir hastalık etkenidir. Virüs insan bağışıklık
hücrelerine nüfuz ederek bağışıklık sistemini zayıflatır ve fırsatçı
enfeksiyonların görülmesine neden olur. HIV +
(pozitif) olmak, kişinin vücudunda İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü’nün
bulunması demektir. HIV’in bağışıklık sisteminin zayıflaması ve fırsatçı
enfeksiyonlara açık hale gelmesiyle karakterize bir kronik enfeksiyondur. Kişi
hiç bir hastalık belirtisi olmaksızın uzun yıllar yaşamına devam edebilir.
AIDS ne demektir?
AIDS
(Acquired Immune Deficiency Syndrome) HIV tarafından oluşturulan, Türkçe'de
"Edinsel Bağışıklık Yetmezliği Sendromu" olarak adlandırılan bir
hastalıklar tablosudur. Bağışıklık hücrelerinin yüksek düzeyde tahribatı sonucu
fırsatçı enfeksiyonların ilerleyerek ciddi hastalık tabloları oluşturması
durumudur. Yetersiz bağışıklık sistemi durumlarında ortaya çıkan bakteriyel,
viral, mantarlara bağlı ya da protozoal enfeksiyonlara fırsatçı enfeksiyonlar
adı verilmektedir. Erken tanı ve gelişen tedavi koşulları ile HIV pozitif
kişiler AIDS dönemine geçmeden uzun yıllar yaşayabilmektedir.
Bulaşma Yolları Nelerdir?
- HIV
pozitif kişi ile korunmasız (kondom kullanılmadan) yapılan her türlü
(oral, vajinal, anal) cinsel ilişki ile,
- Ortak
kullanılan ve HIV enfekte enjektör veya steril edilmemiş cerrahi
malzemelerle,
- Enfekte
kan ve kan ürünleriyle (Ülkemizde 1987 yılından itibaren, her kan ve kan
ürününe gerekli testler yapıldıktan sonra hastaya verilmektedir.),
- HIV
pozitif anneden bebeğe gebelik döneminde, doğum sırasında ya da doğum
sonrasında emzirme ile bulaşabilmektedir.
HIV’in Bulaşmadığı
Durumlar Nelerdir?
Dokunmak,
tokalaşmak ve sarılmakla, gözyaşı, ter ve tükürükle, aynı yerde oturmak ve aynı
havayı solumakla, aynı havuzu, tuvaleti saunayı ve duşu paylaşmakla, giysilerin
ortak kullanılması ile tabak, çatal, kaşık bıçak ve bardak paylaşmakla, telefon
kulaklığı ve kapı tokmağı ile sivrisinek, böcek sokması ve hayvan ısırması ile
HIV bulaşmamaktadır.
HIV’in Tedavisi Nasıldır?
HIV enfeksiyonunda virüsü ortadan kaldıran bir tedavi henüz yoktur ancak
virüsün çoğalmasını kontrol eden ilaçlar vardır. Bu ilaçlar, hastalığın
kesin tedavisini sağlamamakla birlikte virüsün vücutta çoğalmasını kontrol
altına alarak bağışıklık sisteminin zayıflamasını önlemekte ve AIDS tablosunun
ortaya çıkışını engellemektedir.
Düzenli Takip ve Tedavi Neden Önemlidir?
Tedaviye erken dönemde başlanması, düzenli takip ve tedavi ile bulaşın
engellenmesi, kişinin yaşam süresinin uzaması, yaşam kalitesinin artması, HIV
ile ilişkili hastalık ve ölümlerin azaltılması sağlanabilmektedir. Ayrıca
doğumdan önce anneye ve doğum sonrası bebeğe uygulanan koruyucu tedavi ile
anneden bebeğe HIV bulaş büyük ölçüde önlenebilmektedir.
HIV/AIDS enfeksiyonundan Korunma yolları nelerdir?
HIV enfeksiyonu önlenebilir bir hastalıktır. Korunma önlemleri tedaviden
çok daha etkili ve ucuzdur.
Cinsel yolla bulaştan korunma için;
- Güvensiz
ve korunmasız cinsel temastan kaçınılması,
- Tek
eşlilik,
- Cinsel
ilişki sırasında kondom kullanılması gerekmektedir.
Kan yolu ile bulaştan korunma için;
- Taraması
yapılmış HIV(-) kan ve kan ürünlerinin kullanılması,(Kan ve kan ürünleri
ile olan bulaşmaya karşı korunma amacı ile 1987 yılından beri ülkemizde
kan ve kan ürünleri HIV yönünden test edilmektedir. Organ ve doku nakilleri
öncesinde gerekli testlerin yapılması HIV geçiş riskini en aza
indirmektedir.)
- Tek
kullanımlık steril enjektör ve cerrahi malzemelerin kullanılması,
- Ortak
enjektör kullanımından kaçınılması gerekmektedir.
HIV (+) gebeden bebeğe bulaşın önlenmesi için,
- Uygun
tedavi ve takibinin yapılması, doğumun sezaryan şeklinde planlanması,
- Doğumdan
önce anneye ve doğum sonrasında bebeğe ilaç tedavisi başlanması,
- Annenin
bebeğini emzirmemesi gerekmektedir.
HIV açısından risk altında hissediyorsanız test yaptırmak
için en yakın sağlık kuruluşuna başvurun.