Meme kanseri memedeki hücrelerin
kontrolsüz çoğalmasıyla ortaya çıkar. Meme kanserinin neredeyse tamamı
kadınlarda görülür. Ancak erkeklerde de meme kanseri görülebilir. Meme kanseri
ülkemizde ve dünyada kadınlarda en sık görülen ve aynı zamanda en sık ölüme
neden olan kanser türüdür.
Meme kanserinde yaşam şekliyle ilişkili değiştirilebilecek risk faktörleri
şöyledir:
· Fazla kilolu ya da şişman (obez) olmak
· Yeterli fiziksel aktivite yapmamak
· Hiç doğum yapmamış ya da ilk doğumunu 30 yaşından sonra yapmış olmak
· Doğum kontrol hapı ve iğnesi kullanmak
· Menopoz sonrası hormon tedavisi almak
· Alkol kullanmak: Özelliklegünde
1 bardaktan (1 bira, 1 bardak şarap, 1 duble sert alkollü içecek) daha fazla
alkol tüketimi riski daha çok arttırmaktadır.
Meme kanserinde değiştirilemeyecek risk
faktörleri ise şunlardır:
· Kadın olmak: Kadınlarda
erkeklerden 100 kat daha fazla meme kanseri görülmektedir.
· Yaş almak: Yaş arttıkça
meme kanseri riski artmaktadır.
· Belirli kalıtsal genlere sahip olmak (özellikle BRCA1, BRCA2 gibi)
· Ailede meme kanseri öyküsünün olması: Birinci derece akrabalarda (anne, kız kardeş, kız çocuk) meme kanseri
görülmesi, riski arttırmaktadır.
· Kişinin bir memesinde kanser olması: Diğer memede ve aynı memenin diğer bölgelerinde de kanser görülme riskini
arttırmaktadır.
· Yoğun meme dokusuna sahip olmak
· Memede iyi huylu oluşumların (fibroadenom gibi) olması
· Erken adet (mens) görmeye başlamak (özellikle 12 yaşından önce)
· Menapoza özellikle 55 yaşından sonra girmek
· Göğüse radyoterapi almış olmak
Meme
Kanserinin Belirtileri
Meme kanserinin en sık rastlanan
belirtisi, memede ağrısız, zamanla büyüyen bir yumrunun (kitlenin) ele gelmesi,
hissedilmesidir. Ayrıca ele gelen yumru
(kitle) olsa da olmasa da aşağıdaki belirtiler de meme kanserinde
görülebilmektedir:
·
Memede ya da meme ucunda ağrı,
·
Meme derisinde kaşıntı ve yanmayla
belirgin yangısal durum (ekzema, mayasıl),
·
Meme ucunda çekilmeler,
·
Memede portakal kabuğu görünümü,
·
Meme derisinde tahriş,
·
Tek taraflı meme ucunda akıntı-
özellikle kanlı akıntı,
·
Koltuk altında yumru (kitle),
·
Memenin bir kısmında veya tümünde
şişlik, memede şekil değişikliği,
·
Meme ya da meme ucu derisinde
kızarıklık, kabuklaşma, kalınlaşma
Tanı:
Meme kanseri ileri dönemlere gelene
kadar belirti vermeyebilir. Meme kanserine erken dönemde tanı konması,
tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını arttırmaktadır. Erken
teşhiste en önemli faktör, kişinin bu konuda bilinçlendirilmesidir. Erken tanı
için aşağıdaki yöntemler uygulanmaktadır:+
·
20-40
yaş arası: Ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapılmalıdır. (Kendi
kendine meme muayenesi broşürüne http://kanser.gov.tr/bilgi-dokumanlar/afis-brosur/1509-kendi-kendine-meme-muayenesi-2015.html
web adresinden ulaşılabilir.) Meme kanseri belirtilerden biri görüldüğünde
vakit geçirmeden doktora başvurulmalıdır. Ayrıca
iki yılda bir doktorda meme muayenesi olunmalıdır.
·
40-69
yaş arası; Ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapılmalı, yılda bir doktorda
meme muayenesi olunmalı ve iki yılda bir mamografi çektirilmelidir.
Ülkemizde her ilde olan Kanser Erken
Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerinde (KETEM) ücretsiz olarak mamografi
çekilmekte; ayrıca kendi kendine meme muayenesi eğitimleri ve broşürleri de
ücretsiz olarak verilmektedir.
Tedavi
Her hastanın tedavisi farklılık
göstermekte olup; tedavi kararında hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve
diğer sağlık sorunları gibi birden fazla faktör etkilidir. Meme kanserinde
cerrahi, ışın tedavisi (radyoterapi) ve ilaç tedavisi (kemoterapi) gibi farklı
tedavi seçenekleri uygulanmaktadır.
Korunma
Tüm
kanserlerde olduğu gibi; sağlıklı (sebze ve meyveden zengin) beslenme
alışkanlıkları, haftada en az 150 dakika orta düzeyde (en az 10 dakika tempolu yürüyüş, bisiklete
binme gibi) ya da hafta da en az 75 dakika ağır düzeyde (en az 10 dakika koşma,
yüzme gibi) fiziksel aktivite yapma, sağlıklı kiloda olma ve bu kiloda kalma
meme kanseri riskini azaltmaktadır. Aile hekimine danışılarak sağlıklı kiloda
olunup olunmadığı öğrenilebilir. Özellikle 1,5-2 yıl emzirmenin de anneyi meme
kanserinden koruduğuna dair çalışmalar bulunmaktadır.