Dünya Su Günü
23 Mart 2023

Su, insan yaşamı için vazgeçilmezdir. İklim değişikliği ve gelecekteki su gereksinimlerini düşünerek su kaynaklarımızı dikkatli harcamak gelecek nesillerimize borcumuzdur. 2023 Dünya Su Günü teması olarak su ve sanitasyon krizini çözmek için değişimi hızlandırmak ve suya hakettiği hayati değeri vermek her insanımızın görevidir.

Suyun vücut çalışmasındaki görevleri saymakla bitmemekle birlikte yiyeceklerin sindirimi, emilimi, taşınması, hücrede biyokimyasal tepkimelerin oluşumu, organizmadan zararlı maddelerin atımı, vücut ısısının denetimi ve eklemler arası kayganlığın sağlanması suyun başlıca işlevleridir. Su ve içecekler vücut su dengesinin korunmasında önemlidir. Günde böbreklerden 1500 mL, deriden 500 mL, bağırsaklardan 300 mL ve solunumla 300 mL olmak üzere yaklaşık 2500 mL su kaybı olur. Bu kayıp, yiyecek ve içeceklerle alınan su ile yerine konmalı, “hidrasyon” denilen su dengesi sağlanmalıdır. Kaybolan suyun yerine konmaması sonucu vücut suyunun azalması dehidratasyon olarak tanımlanır. Aşırı su kaybı tehlikelidir. Su vücut için en doğal ve önemli sıvı kaynağıdır. Vücutta aşırı sıvı kaybı tehlikelidir. Özellikle bebekler dehidratasyon açısından en riskli gruptur.

Suyun vücut çalışmasındaki görevleri;

  • Besinlerin sindirimi, besin ögelerinin emilimi ve hücrelere taşınması,
  • Hücrelerdeki biyokimyasal tepkimelerin oluşması,
  • Hücre, doku ve organ ve organ sistemlerinin çalışması,
  • Metabolizma sonucu oluşan zararlı maddelerin taşınması ve atılması,
  • Vücut ısısının denetimi,
  • Eklemlerin kayganlığının sağlanması,
  • Kalsiyum, magnezyum flor gibi mineralleri sağlaması.

Sıvı gereksinmesinin karşılanmasında su başlıca tercih olmalıdır. Su en iyi şekilde hidrasyon sağlayan içecektir. Ayrıca; diş ve kemik sağlığında yer alan flor, kalsiyum, magnezyum ve sodyum içerir.

Susama hissi su ile giderilmelidir. Su gereksinmesi hava sıcaklığı, vücut yapısı, fiziksel aktivite ve tüketilen diyete göre değişir. Sıcak havada, fazla fiziksel aktivite yapıldığında ve diyette protein ve tuz miktarı fazla olduğunda terleme ve böbrekler, ateşli hastalıklarda solunum, ishalde bağırsak yolarıyla su atımı yükselir ve su/ sıvı gereksinimi artar. Su kaybı sonucu plazma yoğunluğunun %1 oranında artması ile susama merkezi uyarılır ve susama duygusu gelişir. Ancak suyla birlikte sodyum, potasyum gibi mineraller de kaybedildiği zaman susama merkezi uyarılmaz ve susama duygusu gelişmez. Masamızda ya da yakınımızda bir bardak su ve çantamızda da bir şişe su bulunmalıdır. 65 yaşından sonra susama hissi azaldığı için bu bireyler susamadan su içmeye özen göstermelidir. Sular, nane, çubuk tarçın, limon, meyveden yapılmış buzlar ile aromalandırılabilir. Günde 8 su bardağı su içiniz şeklindeki öneri bazı bireyler için yetersiz, bazıları için ise fazla olabilir. Bununla birlikte iyi bir hedef olarak düşünülmelidir. Su dengesinin sağlanmasının yaşamsal önemi vardır.

Günlük su gereksinmesi: 35 mL x vücut ağırlığı (kg) şeklinde hesaplanabilir.

İdrar renginin koyulaşması su gereksinmesinin karşılanmadığının göstergesidir.