Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkmasıdır.
Bilindiği üzere beslenme; anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır
İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin öğelerini yeterli ve dengeli miktarda alıp vücutta kullanabilmesidir.
Karın doyurmak, açlığı bastırmak, canının çektiği şeyleri yemek veya içmek değildir.
Günlük yaşamda bireylerin (gebe, emzikli, bebek, okul çocuğu, genç, yaşlı, işçi, sporcu, kalp-damar, şeker, yüksek tansiyon hastalığı, solunum yolu bozuklukları vb.) yaşa, cinsiyete, yaptığı işe, genetik ve fizyolojik özelliklerine ve hastalık durumuna göre değişen günlük enerjiye ihtiyacı vardır.
Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için, alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekmektedir.
Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının %15-18'i, kadınlarda ise %20-25'ini yağ dokusu oluşturmaktadır. Bu oranın erkeklerde %25, kadınlarda ise %30'un üstüne çıkması obeziteyi oluşturmaktadır.
Obeziteyle mücadele kapsamında Halk Sağlığı Müdürlüğü, Toplum Sağlığı Merkezi çalışanlarına ve aile sağlığı elemanlarına 6 Haziran ve 9 Haziran 2017 tarihlerinde “Obezitenin Önlenmesi, Sağlıklı Beslenme ve Ramazanda Beslenme” konulu eğitim gerçekleştirildi. Eğitim, Sağlıklı Yaşam Merkezinde görevli diyetisyen Elif KAYALI KARAKUŞ tarafından verildi.
Eğitimde öncelikle Obezite nedir, Obezitenin önlenmesine yönelik sağlıklı beslenme önerileri, besin çeşitliliğinin sağlanması, yeterli su içmenin, posa tüketiminin önemi, şeker ve tuz tüketiminin azaltılması konularına değinildi.
Ramazan ayında beslenme konusunda ise yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için sahur öğününü atlamamak gerektiği, sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta, tam tahıllı ekmekler gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmasının önemi vurgulandı. Sıvı ihtiyacını karşılamak için iftar ve sahur arasında 2 lt. sıvı alınması gerektiği belirtilerek, ana yemekler olarak, etli, tavuklu veya hindi etli sebze yemekleri bol koyu yeşilli salatalar ve makarna, bulgur gibi tahılları tüketilmesi gerektiği ifade edildi. Ayrıca sindirim sistemi rahatsızlıklarının önlenmesi açısından yemeklerde lif oranı yüksek yiyecekler (kuru baklagiller, kepekli tahıllar, sebzeler) ve ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, hoşaf ve kompostolar, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler tercih edilmesi önerildi.
Ramazan Bayramında ise Sağlıklı Beslenmek için bayram sabahına hafif bir kahvaltı ile başlanması, peynir, yumurta, tam tahıllı ekmek ve bol domates, salatalık, yeşilbiber tüketilmesi, eski beslenme düzenine geçişte sıvı alımının artırılması, su yanında kahve ve çay tüketimi sınırlandırıp; sıvı olarak ayran, taze sıkılmış meyve suları veya komposto gibi içecekler tercih edilmesi, iftarda olduğu gibi bayramda da yemekler, porsiyon kontrolü sağlamak için yavaş ve iyice çiğneyerek tüketilmesi, bayram boyunca yağlı, hamurlu ve kızartılmış besinleri fazla tüketmenin sindirim sisteminde hazımsızlık, reflü gibi sorunlara neden olabileceği unutulmaması, şerbetli tatlılar yerine sütlü, meyveli tatlılar, dondurma tercih edilmesi, fiziksel aktiviteyi artırmak adına bayram ziyaretlerini yaparken yakın yerlere yürüyerek gidilebileceği vurgulandı.