Dünya
Sağlık Örgütü (DSÖ) Anayasası'nın yürürlüğe girdiği 7 Nisan günü tüm
dünyada "Sağlık Günü" olarak kutlanmaktadır.
DSÖ bu yıl "Depresyon" konusunu seçerek konuyla ilgili
farkındalık yaratmayı amaçlamıştır.
PEKİ DEPRESYON NEDİR?
İnsanlar
üzülebilir ya da sevinebilir. Duygularımız yaşamın doğal bir parçasıdır. Ancak
hüzün, üzüntü, karamsarlık, hayattan keyif almada azalma ve sıkıntı hali
devamlılık gösteriyorsa, günlük yaşamı kötü etkilemeye başlamışsa, bu bir
“Depresyon Hastalığı” olabilir.
Depresyon;
duygusal, zihinsel, davranışsal ve bedensel bazı belirtilerle kendini gösterir.
Depresyonun en dikkat çekici belirtisi çökkün ruh halidir. Depresyondaki kişi
genellikle mutsuz, karamsar ve ümitsizdir. Kendisine ve çevresine olan ilgisi
azalmaya başlar. Ortada hiçbir belirgin sebep yokken ağlayabilir. Yoğun
suçluluk duyguları ortaya çıkabilir.
Depresyon
zihinsel faaliyetlerde de değişikliklere yol açar. En sık görülen belirtiler
dikkatini toplayamama ve unutkanlıktır. Düşüncelerde önemli değişiklikler olur.
Kişi kendine, çevreye ve geleceğe olumsuz bir gözle bakmaya başlar. Olayların
olumsuz yönlerini abartır, gelecekte de hiçbir şeyin düzelmeyeceğine inanır.
Depresyonun
davranışlardaki etkisi, enerji azalmasına bağlı olarak hareketlerde yavaşlama
şeklinde olabilir. Kişi sosyal ilişkilerden kaçınır genellikle yalnız kalmak
ister. Diğer ilgilerde olduğu gibi cinsel ilgi ve isteğinde de azalma olur.
Depresyonda
bu belirtilere ek olarak, bazı bedensel belirtiler de ortaya çıkabilir. Baş ağrısı
veya bedenin değişik yerlerinde ağrılar, iştah azalması ve buna bağlı olarak
kilo kaybı ya da aşırı yeme eğilimi ortaya çıkabilir. Sık görülen belirtilerden
biri de uykuyla ilgili sorunlardır. Uykuya dalamama, gece boyunca uykunun sık
sık bölünmesi ya da sabah çok erken saatlerde uyanma şeklinde sorunlar ortaya
çıkabilir.
Sözü
edilen belirtilerin hepsinin, herkeste ortaya çıkması gerekmez; bazen depresyon
kendini sadece birkaç belirtiyle gösterebilir. Ayrıca belirtiler hafif, orta veya
şiddetli olabilir ve belirtilerin şiddeti kişiden kişiye değişebilir.
Psikiyatrik
hastalıklar arasında en fazla kayba neden olan hastalık depresyondur. Eğer;
1. Kendinizi boşlukta ya da üzgün hissediyorsanız,
2. Hayattan zevk almıyorsanız,
3. İştahınız azaldı ya da arttıysa,
4. Uykunuz azaldı ya da arttıysa,
5. Huzursuz ya da durgunsanız,
6. Halsiz ve yorgunsanız,
7. Kendinizi değersiz ya da suçlu hissediyorsanız,
8. Konsantrasyon güçlüğü ya da kararsızlık çekiyorsanız,
9. Aklınıza sık sık ölüm ya da intihar fikirleri
geliyorsa
Son
15 gündür bu belirtilerin çoğundan şikayetçi iseniz bu durumda aile hekiminize
ya da bir psikiyatri polikliniğine başvurmanızı öneririz.
Neler Tetikleyebilir?
Depresyon tek bir nedene bağlı değildir. Yaşanan olaylar, kişilik yapısı
ve bunlara eşlik eden beyindeki değişiklikler beraberce depresyona
neden olduğuna inanılan üç ana etkeni oluşturur.
DEPRESYONLA
NASIL BAŞA ÇIKILABİLİR?
1.
Depresyondan kurtulmak için yapılacak
ilk şey günlük faaliyetleri arttırmaktır:
·
Günlük faaliyetleri arttırmak daha aktif
olmak, bir şeylerle uğraşmak, acı veren düşünceleri kişinin zihninden
uzaklaştırmasına yardımcı olur,
·
Kişi daha aktif olmaya başladıkça, daha
fazlasını da yapabileceğini görecektir,
·
Aynı zamanda daha açık ve berrak düşünmeye
başlayacaktır.
2.
Zamanı daha iyi kullanabilmek için
yapılması planlanan işleri kaydetmek yararlıdır:
·
Plan yapmak karasızlığı ortadan kaldırır,
·
Plan yapmak işlere yeniden hakim olmayı
hissettirir.
3.
Depresyona yol açan önemli
nedenlerden biri “düşünce hataları” olarak ifade edilen düşünce biçimi, yani
olayları değerlendirme şeklidir. Düşünce hataları; ‘-meli, -malı’ şeklinde
düşünme, abartma, ‘ya hep ya hiç’ şeklinde düşünme, etiketleme ve
kişiselleştirmedir.
‘-meli,
-malı’ şeklinde düşünme:
· ‘Her zaman herkese iyi davranmalıyım’,
‘Her zaman neşeli görünmeliyim’ gibi zorunluluk belirten cümleler kişiyi
sıkıntıya sokar. Hiç kimse her zaman iyi davranamaz ve her zaman neşeli olamaz.
Olumlu özelliklere sahip olmaya çalışılabilir, fakat olamayınca kişi kendisini
cezalandırmamalıdır.
Abartma:
·
İkinci bir düşünce hatası abartmadır. Depresyondayken,
özellikle olumsuz olaylar daha da abartılır. Bazen günlük olaylar bile
üstesinden gelinemeyecek zorluklar olarak görülebilir. Olaylar felakete
dönüştürülmeden önce, düşünüldüğü kadar kötü olup olmadığını değerlendirmeye
gayret edilmelidir.
‘ya
hep ya hiç’ şeklinde düşünme
·
Bu düşünce hatasına şöyle bir örnek
verilebilir. ‘Bir insan ya hep başarılıdır, ya da hep başarısızdır.’ İnsan
böyle bir düşünceye sahipse, bir tek başarısızlığı bile hoş göremez. Örneğin;
‘Hayatımda iyi giden hiçbir şey yok, her şey kötüye gidiyor.’ Oysa hayatta her
şey iyi ya da kötü olamaz. Bazı şeylerin kötüye gittiğini fark etmek, her şeyin
kötü olduğu anlamına gelmez.
Etiketleme
· İnsan bir işi başaramadığında kendisini
‘işe yaramaz ve beceriksiz’ biri olarak nitelendiriyorsa, etiketleme hatası
yapıyor demektir. Her insanın olumlu ve olumsuz yönleri vardır. Böyle olumsuz
sıfatlardan uzak durulmalıdır, çünkü çoğunlukla gerçeği yansıtmazlar ve insanın
kendisini kötü hissetmesine yol açarlar.
Kişiselleştirme
· Son düşünce hatası, ‘Zaten her şey beni
bulur’ ya da ‘Benim yüzümden oldu’ gibi düşüncelerle ilgilidir. Örneğin;
pikniğe gitmeyi düşünen ve yağmur yağdığında bunun kendi uğursuzluğundan
kaynaklandığını düşünen insanlar gibi. Oysa hiç kimse bütün olumsuz olayları
yönlendirebilecek kadar güçlü değildir.
İnsanların
kendilerindeki düşünce hatalarını bulmaya çalışmaları ve bunların yerine
gerçekçi, yeni, olumlu düşünceler koymaya gayret etmeleri depresyonla başa
çıkmada faydalı olacaktır.
DEPRESYON NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Depresyon çeşitli
şekillerde tedavi edilebilir. En sık kullanılan tedavi yöntemleri ilaç ve/veya
psikoterapidir. Psikoterapi daima faydalıdır ama bazı tip depresyonlar için tek
başına yeterli değildir; ilaç tedavisine de ihtiyaç duyulur.
Depresyon tedavisinde
aile ve yakınların tedaviye katılımı önemlidir. Depresyon bir kuruntu değil
hastalıktır ve mümkün olduğu kadar erken tedavi edilmeli, bu konuda uzmana
başvurulmalıdır.
Bu
kapsamda sağlık personellerimizin konu ile ilgili farkındalığını arttırmak
amacıyla Psikolog Binnur KARAGÖZ tarafından “Depresyon” konulu hizmet içi eğitim verilmiştir.
Bulaşıcı
Olmayan Hastalıklar, Programlar ve Kanser Şubesi
Ruh Sağlığı Birimi